11 Aralık 2012 Salı

Gülümün Açtığı Sabah

Uzun zaman önce başlamıştım buna,
beğenmeyip değiştirip güle çevirdim.
Neden gül yapıyorum bilmiyorum :)
ama daha bitmedi henüz...
böyle giderse uzun bir zaman daha bitmesi imkansız gibi...
Üstüne başka resim mi yapsam diyorum .
İçimdeki ses bitir diyor...
tıpkı şimdi "bitseydi öyle gösterseydin" dediği gibi :)

Dinlesem bir türlü dinlemesem iki ...

Ve üç
ta ta ta taaaaamm :)


23 Ekim 2012 Salı

Yüksek Dozda Muhabbete Maruz Kalmak

Ömrüm boyunca hep sessiz olarak bilindim.
Okul hayatım boyunca da sınıfta bir adaşım varsa adının başında sessiz olan bendim.
Sadece ve sadece geometri dersinde tahtada görünürdüm.O da konuşmak gerektirmiyordu zaten tahtada soruyu çözüyorsun hop yerine.
Bir de konuş konuş diye tutturanlar vardı. Açtırma kutuyu söyletme kötüyü sözünü hiç ama hiç duymamış olanlar.Zaten içimden geçenleri de hiç duymadılar. Bana hep ilkokulda resim desene.. resim desene.. diyen arkadaşları hatırlatırlardı.O vakitler resim diyemezdim de yesim derdim :)


Neyse anlatmak istediğim yüksek dozda muhabbete maruz kalmak aslında.İçinde bulunduğum hal ve vaziyeti ancak kendimi anlatarak izah edebilirdim sanırım.
Karşıma geçip beni hiç mi alakadar etmeyen konularda uzun uzun konuşmalar bunlar. Bir de sanki ölümüne kankayız da o biçim samimi sözler. Şahsen beni tanımayan, benim onu tanımadığım, ortak noktamızın sadece ortak bir tanış olduğu kişiler bunlar. Hiç hoşlanmam gereksiz samimiyetten, canım cicimden. Çekip gitsen bir dert, kalsan bir dert. Evet demekten, başımı sallamaktan, hı hıılardan dilim damağım kurur  ama o bana mısın demez. Acaba derim kendime az biraz geveze olsam ne kadar sürer bu muhabbet. Kendini beğenmiş insanları küçümsüyor gibi görünebilirim ama öyle değilim yani değilimdir herhalde, sanırım, galiba :D Ama öyle olmadığıma örnek olarak anlatacağım bir anım var:

Günlerden birgün misafirlikten çıkmış merdivenlerden iniyorum alt katta kapı açmaya çalışan bir beyamca, anahtarını unutmuş mu ne olmuş hatırlamadım ama kapıyı nasıl açtığını söylemem, ilham olur hırsızlara mazallah. Amcam beni görürgörmez nerden gelip nereye gitmektesinden askerlik anılarına kadar uzanan bir muhabbete maruz kalıyorum.
Ben niye muhabbet diyorum ki muhabbet dediğin karşılıklı olur. Benim tek katkım hı hıılar.. evetler.. öyleler...
Neyse amcayı dinlemeyi benim halime acıyan üst kattan gelen kurtarıcıma devredip kaçıyorum oradan.

Gördünüz amcama saygıda kusur ettim mi. Ona karşı en ufak bir küçümseme hissettiniz mi bende. Yanından geçerken iyi akşamlar bile demiştim. Aslında bu en masumuydu böyle durumların, sırf beni kötü bilmeyin diye bunu anlattım size. :D

Bir gerçek: Ehliyet sınavında (direksiyon sınavı mı deniyordu yoksa ona) yanımda bulunan herkesi yüksek dozda muhabbete maruz bırakmıştım. Kimseyi tanımıyorum ama ben, sessiz diye ünü yedi düvele yayılmış olan ben, nasıl konuşuyorum nasıl konuşuyorum, vıdı vıdı vıdı... Geçemedim o sınavdan, malesef heyecan yaptım (ikincisinde geçtim ama). Ve o gün öğrendim ki heyecan benim çeneme vuruyormuş.

19 Ekim 2012 Cuma

Fuzuli İşler Bunlar


Blog yazmak için baya büyüğüm galiba diye birşey okumuştum blogları gezerken. Gerçekten blog yazmak belli bir yaş kesimine mi ait diyorum ne zamandır kendime. Tamam biraz zaman ve emek istiyor o kesin ve belli bir yaş üstünün ona ayıracak zamanı olmayabilir. Ama blog bu işte yaşa başa bakmamalı.

Acaba blog yazarlarının yaş ortalamısı nedir? Bu konuda araştırma yapılmış mıdır?
Çoğunluğunun kadınlar olduğunu okumuştum :) ne güzel değil mi?

Bir başka blogda ise çekirdek çitlemek gibi olduğu bir başladın mı duramadığın yazıyordu. İnşallah öyledir.
Çünkü kendimi gerçekten bu konuda fuzuli görüyorum Bakınız:blog başlığı :D

Ne konuda yazmak istesem içimden bir ses bununla da uğraşılır mı, fuzuli işler bunlar diyor.
Ve ben içimdeki sesi dinliyorum.
Zaten çok yüz verdim bu aralar ona, kendini baya baya "ben" sanıyor. Ben herşeyi bilirim tavırları, küçümsemeler, küstahlıklar daha neler neler...
Ne zaman bu kadar ukela oldu anlamadım. Küstah olduğu kadar güzel olsa bari içim yanmaz. Hazır kontrol bendeyken az biraz içimi dökeyim.
Kendimi Şubat dizisindeki Duble gibi hissettim, kendimden korkmalımıyım acaba :D

Hişşt uyandı galiba
Yine ne saçmalıklar yapıyor der gibisinden bakıyor.
Aman içinizden okuyun aman diyim sessizlik yapmayın.
(bizim pıtırcıkların daha minicik pıtırcıkken sessiz olun deme şekliydi bu :D)

Bu arada çaktırmadım ama baya baya bişeyler karaladım ben
Fuzuli işler bunlar, kime ne senin düşüncelerinden, senden. Daha derin mevzulara dal. Memleket meselelerinden bahset, savaşa hayır de, eğitim şart de ...

Ve sus ...
Uyandı benimki :D

11 Ağustos 2012 Cumartesi

22 Haziran 2012 Cuma

Fuzuli'den...


Ne yanar kimse bana ateş-i dilden özge
Ne açar kimse kapum bad-ı sabadan gayri